COVID-19 SÜRECİNDE ASTIM YÖNETİMİ VE RİSKLER
Astım, soluduğumuz havanın akciğerlerimize ulaşmasını sağlayan hava yollarının kronik yani müzmin hastalığıdır. Astımlı hastaların hava yollarında mikrobik olmayan bir iltihaplanma söz konudur. Bu sürecin ortaya çıkmasında elbette genetik yapımız yanında çevresel faktörlerinde önemli katkısının olduğu düşünülmektedir. Çevresel faktörlerde değişiklikler yani endüstrileşmenin başlamasıyla beraber refah düzeyimizin artışı ile astım ve diğer alerjik hastalıkları daha sık görmeye başladık. Kırsal yaşamdan kentsel yaşama geçiş, daha steril yaşam şartları, beslenme alışkanlıklarımızın değişmesi, hava kirliliği gibi bir çok etmen çevresel faktör olarak astım gelişimine katkı yapmaktadır.
Astım klinik olarak her bireyde farklı seyredebilir. Öksürük, göğüsten gelen hışıltı sesi, nefes darlığı astım’ın klinik bulgularıdır. Astım bulguları uykudayken sabaha karşı ya da egzersiz yaparken daha çok ortaya çıkabilir. Tetikleyici olarak tanımladığımız faktörler astımlı hastalarda semptomlara ve bulgulara neden olmaktadır. En başta alerjen olarak tanımladığımız polenler, ev tozu akarları, hamam böceği, evcil hayvan alerjenleri, mantar sporları astımlı hastalarda öksürük, nefes darlığı ve hışıltı gibi şikayetlere neden olabilirler. Ancak hava kirliliği, sigara dumanı, solunum yolunu tahriş eden kimyasal maddeler (boya, koku vs) yanında viral üst solunum enfeksiyonları da sıklıkla astımın kötüleşmesine neden olan faktörlerdir.
Astım kontrol edilebilen bir hastalıktır. Düzenli hekim kontrolü, solunum yolu ile alınan bazı ilaçlar ve en önemlisi tetikleyici olarak adlandırdığımız çevresel etkenlerden korunarak astımın kontrolü sağlanabilir. Hastalar yaşamlarına sorunsuz olarak devam edebilirler.
Astım atağı nedir?
Hiçbir semptomu ya da bulgusu olmayan astımlı hastaların durumu kötüleşebilir. Öksürük, nefes almada zorluk, göğüsten gelen hışıltı sesi gibi bulgular ortaya çıkabilir. Günlük aktivitelerini yerine getirememeye başlarlar. Bu durum yavaş yavaş olabileceği gibi aniden de gelişebilir. Astım atak olarak adlandırdığımız bu durumda hava yollarında daralma meydana geldiği için soluduğumuz havanın yani oksijenin akciğerlerimize ulaşmasında ve kirli havanın dışarı atılmasında sorun yaşanmaya başlar. Yaşamımız için gerekli olan oksijeni alamadığımızda birçok sorun yaşanır. Hafif bulgulardan çok ağır yaşamsal fonksiyonlarımızı yerine getiremediğimiz bulgular görülebilir. Astım atakları düzensiz ilaç kullanımı yanında tetikleyici olarak adlandırdığımız faktörlere maruz kalınması ile ortaya çıkabilir. Bahar mevsiminde polenlere maruz kalınması, hava kirliliği, sigara dumanı, kimyasal tahriş edici maddeler ve kış aylarında sıklıkla oluşan viral üst solunum yolları astım ataklarına neden olabilir. Astım atağı acil bir durumdur. Mutlaka hekimi ile irtibata geçip ilk tedavilerini yapmalı ve gerektiğinde acil servise başvurmalıdır.
COVID-19 sürecinde Astım hastaları risk grubu içinde yer alır mı?
Astımlı hastaların COVID-19 enfeksiyonuna yakalanma riski artmamıştır. Ancak kişisel korunma önlemlerine herkesten daha fazla riayet etmelidirler. COVID-19 solunum yollarında enfeksiyonlara, astım atağına ve pnömoni (zatürree) gelişimine neden olabilir. İleri yaşta ve şiddetli astımı olanlarda COVİD-19 enfeksiyonu daha ağır seyredebilir. Elbette bu durum astımın şiddeti ve hastanın yaşına göre değişiklik gösterir.
Astımlı hastalar COVID-19 salgının olduğu şu günlerde tedavilerini aksatmamalıdırlar. Solunum yolu ile aldıkları inhale kortikosteroid veya ağız yoluyla aldıkları kontrol edici ilaçlarını bırakmamalıdır. Hastaların tedavilerini aksatmaları astımlarının tehlikeli bir şekilde kötüleşmesine neden olabilir. Hekim ile görüşmeden hiçbir şekilde ilaç kesilmemeli ve tedavi değiştirilmemelidir.
COVİD-19 belirtileri ile astım belirtilerine benziyor mu? Ne zaman sağlık kuruluşuna başvurmalıyım?
Astım kronik hava yolu hastalığı olduğu için öksürük, nefes darlığı, hışıltı ya da göğüste sıkışma hissi gibi bulgular görülür. COVID-19 enfeksiyonu şu anda tüm dünyayı etkisi altına aldı. COVID-19 salgını bahar aylarına, polenlerin havada uçuşmaya başladığı günlere denk geldi. Astımlı hastaların birçoğunda alerjik rinit’te (nezle) bulunmaktadır. Polenlerle karşılaşıldığında bu hastalarda grip benzeri semptomlar görülebilir. Burun akıntısı, hapşırık, gözlerde kızarıklık ve öksürük, nefes darlığı gibi bulgular ortaya çıkabilir. Bazen virüslere bağlı gelişen enfeksiyonlarla karıştırılabilir. Ancak enfeksiyon hastalıklarının en önemli belirtisi olan ateş astım ya da alerjik nezle gibi alerjik reaksiyonlarda genelde görülmez. Bu bize ayırıcı tanı olarak önemli bir ipucu olabilir. Öte yandan COVID-19 enfeksiyonunda boğaz ağrısı, yüksek ateş ve kuru öksürük belirgin bulgulardır. Alerjik hastalıklarda görülen bulgulardan farklılık gösterir. COVID-19 salgının olduğu şu günlerde astımı olan hastalar korunma önlemlerinin alınması hususunda daha titiz davranmalıdırlar. Temas öyküsü olanlarda kuru öksürük ve ateş olduğunda hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.
COVID-19 enfeksiyonunun hem astım atağını tetikleyebileceği hem de astımlı hastalarda COVID-19 enfeksiyonunun ağır seyredebileceği unutulmamalıdır. Bir an önce tedaviye başlanılmalıdır.
Koronavirüs enfeksiyonu astım atağına neden olabilir mi? Atak sırasında neler yapalım?
Korona virüs enfeksiyonları astım atağına neden olabilir. Astım atağı geliştiğinde hastalar hekimleri ile temas kurarak eylem planına göre hareket etmelidirler. Hafif astımı olan hastalar COVID-19 riski varsa hekimiyle konuşarak tedavisini düzenleyebilirler. Ancak ağır astımı olan hastalar COVID-19 enfeksiyon riski taşıyorlarsa mutlaka sağlık kuruluşuna başvurmalıdırlar.
Kontrollerini düzenli yapan, herhangi bir sorunu olmayan hastalarımızın salgın döneminde hastaneye gitmeden kaçınmaları gereklidir.
Polen alerjisine bağlı astımı olanlar nelere dikkat etmelidir?
Polen alerjisi olan astımlı hastaların içinde bulunduğumuz bahar mevsiminde bazı şikayetleri olabilir. Astımlı hastalarda yoğun polenle karşılaşma sonrasında öksürük, nefes darlığı gibi bulgular ortaya çıkabilir. Beraberinde çok sık gördüğümüz alerjik nezle de varsa burun akıntısı, hapşırma, burunda kaşıntı, tıkanıklık bulguları da eşlik edebilir. Koronavirüs salgını yaşadığımız şu günlerde hastalarımız enfeksiyon geçirip geçirmediği hususunda çelişkiye düşebilirler. Klinik bulgular benzerlik gösterse de virüslere bağlı oluşan semptomlara genel bir halsizlik hali ve değişik derecelerde ateş eşlik eder. Alerjik nedenlere bağlı şikayetlerde bu belirtiler görülmez. Tekrar vurgulamak gerekirse boğaz ağrısı, ateş ve kuru bir öksürüğünüz varsa korona virüs enfeksiyonu riski açısından mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.
Koronavirüs enfeksiyonuna karşı bağışıklıklarını güçlendirmek için Astım hastaları ne yapmalıdır?
Astım hastaları dengeli beslenme, düzenli uyku ile bağışıklık sistemlerini zinde tutabilirler. Düzenli egzersiz ya da spor yapılması bağışıklığın güçlenmesine yardımcı olabilir. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için herhangi bir takviye almalarına gerek yoktur. Bu konuda yeterli bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Ancak astım için aldıkları tedavileri aksatmamaları ve astımlarını kötüleştiren tetikleyici faktörlerden korunmaları önemlidir.
Sonuç olarak tüm Dünyayı etkileyen korona virüs salgınından alınacak önlemler ile korunabiliriz. Kişisel önlemler bunların temelini oluşturmaktadır. Astımlı hastalarımız için koronavirüs enfeksiyonu riski artmamıştır. Ancak ağır astımlı ve astımı kontrol altında olmayan hastalarda COVID-19 enfeksiyonu daha ağır seyredebilir. Bu nedenle korunma önlemlerine uymaya daha fazla özen göstermelidirler.